Tık tık!
Geldim.
Parmak eklemlerim acıyana dek vurduğum yer ve ardında umduklarım
Duvar, kapı, ufak bir kapı gözü gördüğüm
Duyan, duyar, bir çift insan gözü ve bir çift insan sözü umduğum
Şimdi söyle bana. Duyar mısın, duvar mısın?
Dinle beni, dinle!
Altımda yıkılmasına ramak kalan gri bir taban ve biliyorum ki ancak yüzlerce kapı ardımda yaban
Çıkacağım buradan, göreceksin ve hatta göremeyeceksin belki de
Âmâ değilsin biliyorum, yeti yoksunluğundan gelmeyecek körlüğün
Uzaklaşacağım buradan, uzaklaşacağım.
Koşacağım.
Topuklarım gri tabanı çatlatana ve tepemdeki kireçli, solgun tavandan kurtulana kadar!
Bu yıllanmış duvarlar, beynimi sınırlandıran tavan, çatlatacağım taban ve yavandan gideceğim yaban
İnan bana yaşayamıyorum, ve yaşadığımı hissedemeyeceksin
Ölü değilsin biliyorum, cansızlığından gelmeyecek eksikliğin
Yabana gideceğim ve hakikatlerimle yaşayacağım
Yaşayacağım!
Yalanlardan sıyrılacağım ve atacağım tüm ölü hücrelerimi
Ölü değilim, biliyorsun.
Cansızlığımdan gelmez eksikliğim, canlandığımda tamamlanacağım.
71729
005420
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder